Beşiktaş Şenol Güneş yönetiminde bir önceki sezonu yani 2022-23 sezonunu üçüncü sırada noktalamıştı. Yeni sezona tecrübeli teknik adamla yola devam kararı alan Beşiktaş yönetimi yeni sezon için yaz transfer döneminde Liverpool’dan Alex Oxlade-Chamberlain, Jean Onana, Milot Rashica, Bakhtiyor Zaynutdinov, Arthur Masuaku gibi isimleri kadrosuna dahil etti. Zaten ekonomik anlamda rakipleri gibi zor günler geçiren Beşiktaş transferde de seyircisini memnun etmedi. Ancak Beşiktaş taraftarı zor günlere alışıktı ve takımını önceki sezonlarda olduğu gibi yalnız bırakmayacak ve trübinleri hınca hınç dolduracaktı.
2023-24 sezonu başlarken Beşiktaş, Trendyol Süper Lig, Ziraat Türkiye Kupası ve UEFA Konfederasyon kupası olmak üzere üç kulvarda mücadele edecekti. Sezon öncesi şampiyonluk şanslarında ise ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe’ye oranla daha az şans tanınıyordu. Zira Galatasaray ve Fenerbahçe Avrupa kupalarında oynayacak olmalarından dolayı önemli isimlerle anlaşmıştı. Buna karşın Beşiktaş ise yukarıda saydığım isimlerle anlaşmıştı. Ancak yine de 2016 ve 2017’de yaşanan şampiyonluklarda ve Şampiyonlar Liginde namağlup olarak bir üst aşamaya geçilen sezonda kadroda bulunan isimlerden Cenk Tosun ve Vincent Aboubakar gibi isimler gol yollarında etkili isimlerdi… Ama artık değiller zira ne Cenk Tosun ne eski Cenk Tosun ne de Aboubakar eski Aboubakar ki şahsi fikrim olarak da çok da matah oynadığı söylenemez.
Bunun dışında genel Başkan Ahmet Nur Çebi ve yönetimi de camia nezdinde tartışılır durumdaydı. Zira Çebi’nin ilk başkanlık dönemi olan 2020-21 sezonunda Sergen Yalçın ile gelen lig ve şampiyonluk dışında futbol anlamında pek de bir başarıdan söz etmek mümkün değildi.
Böyle bir ortamda Beşiktaş yeni sezona başladı ve ilk hafta deplasmanda Karagümrük karşısında son dakikalarda tek golle üç puanı alsa da oynanan oyun pek de tat vermemişti. Bir sonraki hafta ise bir sonraki Pendikspor karşısında ise son dakikada penaltı golüyle iki puan kaybeden Beşiktaş, ligde şampiyonluk anlamında rakiplerinden geriye düştü. Üçüncü hafta ise Adana’da bir ara Adana Demirspor’un skoru 4-0’a getirdiği maçı sonradan attığı gollerle farkı bir nebze olsun kapatsa da sahadan 4-2’lik yenilgi alarak haftayı puansız kapatmıştır. Bu maçta Kara Kartalın defoları iyice ortaya çıkmıştı. Hücumda bir organizasyon ve uyumsuzluk olması bir tarafa uzaktan yenilen iki gol kalede de bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyordu. Nitekim Mert Günok yerini Ersin Destanoğlu’na bıraktı. Sonraki haftalarda Trabzon deplasmanından da 3-3-0lık yenilgiyle ayrılan Beşiktaş’ta çatlak sesler iyice yükselmeye başladı.
Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş ligde tatmin edici bir başlangıç yapamamışken Avrupa Konferans ligine katılmadan önce üç ön eleme oynadı. Elemelerde Tiran, Neftchi Bakü ve Dinamo Kiev’i elemiştir. Avrupa Konferans Ligi’ne Club Brugge deplasmanıyla başlayan Beşiktaş son dakikada attığı golle bir puanı kurtardı. Bu maçta oynanan oyun tatmin vermese de mücadele görünür olmayan büyük sorunları bir müddet de olsa ertelemişti. Ancak yukarıda anlattığım bazı sorunlar ligde ve Avrupa Konferans Ligin’de İsviçre ekibi Lugano ile oynanan maçta tekrar kendini gösterdi. İstanbul’da oynanan maçı 3-2 kaybeden temsilcimizde maçın ardından Şenol Güneş yönetimle görüşerek görevinden ayrıldı. Şenol Güneş bu sezon görev aldığı süre boyunca önderliğinde bu sezon çıktığı 15 resmi mücadelede 10 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgi yaşarken, 27 gol atıp 18 gol yedi.
Beşiktaş yönetimi Şenol Güneş’in yerine, görevde bulunduğu süre boyunca yardımcılığını yapan Burak Yılmaz’ı getirdi. Fakat Burak Yılmaz da kötü gidişe engel olamadı. Görevde bulunduğu süre boyunca, İstanbulspor ve Gaziantep FK maçlarını galibiyetle tamamlayan çiçeği burnunda hoca Galatasaray ve Bitexen Antalyaspor maçlarından puan alamadı. Burak Yılmaz döneminde Avrupa Konferans Liginde grup maçlarındaki Bodo/Glimt karşılaşmalarını da kaybetti.
Bu kötü gidişatın neticesi olarak Beşiktaş’ta uzun süredir eleştiri oklarının hedefi olan Ahmet Nur Çebi Yönetimi, yerini 3 Aralık’ta gerçekleştirilen olağan genel kurulda camianın önemli bir bölümünün desteğini alarak Beşiktaş Kulübü’nün, 35. başkanı olarak seçilen Hasan Arat yönetimine bırakmıştı. Aslında bir yenilenme hamlesi olarak da değerlendirilebilecek bu değişimin ardından yeni yönetim göreve geldikten sonra parlak bir grafik çizemeyen Burak Yılmaz ile yolları ayırdı.
Burak Yılmaz’dan boşalan teknik direktörlük için Beşiktaş’ın öz evladı denince akıllara gelen isimlerden Rıza Çalımbay’a emanet etti. Rıza Çalımbay daha önce 2004-05 sezonunun ikinci yarısında göreve gelmişti ve o sezon hiçbir Beşiktaş taraftarının hafızalarına kazınan Kadıköy’deki 4-3’lük galibiyette Rıza Çalımbay’ın katkısı yadsınamazdı. Rıza Çalımbay ilk sınavına Başakşehir karşısına çıktı ve karşılaşmadan üç puanla ayrıldı. ikinci karşılaşmasında Samsunspor’u da deplasmanda 2-0 mağlup eden Rıza Hoca Avrupa Konferans Ligi’nde kendi evinde Club Brugge’ye karşı 5-0’lık ağır bir yenilgi aldı.
Dolmabahçe’de yaşanan bu mağlubiyet bir anlamda sonun da başlangıcı oldu. Bu ağır yenilginin ardından hafta sonu ligde deplasmanda Ankaragücü’yle berabere kalan Beşiktaş bir sonraki hafta derbide Fenerbahçe’yi ağırlamış ve kendi evinde 3-1 mağlup olmuştu. Yaşanan bu şok mağlubiyetin ardından Vincent Aboubakar, Valentine Rosier, Eric Bailly, Rachid Ghezzal ile Jean Onana performans düşüklüğü ve takıma uyum sağlayamamaları nedeniyle süresiz kadro dışı bırakıldılar. Konferans liginde son hafta deplasmanda Lugano’yu 2-0 yenmesine rağmen temsilcimiz turnuvadan elendi. Rıza Çalımbay son maçına ise ligde Alanyaspor’a karşı çıktı. Beşiktaş konuk ettiği rakibine 3-1 mağlup olunca tecrübeli teknik adamla yollar ayrıldı. Rıza Çalımbay Beşiktaş’la çıktığı 7 karşılaşmada 1.43 puan ortalaması tutturmuştu.
Rıza Çalımbay’dan boşalan koltuğa ise 2022 Dünya Kupası’nda Portekiz’le çeyrek final heyecanı yaşayan Portekizli teknik adam Fernando Santos’la getirildi. Portekizli futbol adam savunmayı gole kapatsa da hücum anlamında işler pek de yolunda gitmedi. Samsunspor maçından sonra yönetim Portekizli teknik adam ile yolları ayrıma kararı aldı. Santos Beşiktaş hocası olarak çıktığı maçta 7 galibiyet, 4 beraberlik ve 5 mağlubiyet ile 1.56lık bir puan ortalaması tutturdu.
Aslında bu yazıyı yazmamın sebebi şu 7 Ocak’tan beri görevde olan hocaya 3 ay gibi bir süre tahammül ediliyor alınan neticede alınan puan ortalaması yukarıda. Rıza hoca ikinci döneminde çok mu başarılıydı? Tabii ki hayır. Zaten Rıza Çalımbay’ın gidişini iç sahada aldığı kritik mağlubiyetler hazırladı. Ancak ilk yarının sonunda getirdiğiniz, performansı düşük birçok oyuncuyla çalışmak zorunda kalan bir hocaya sadece 7 maç tahammül edebiliyorsunuz. Bazı arkadaşlar çıkıp hoca kendi iradesiyle imza attı, kabul etti gibi tepkiler de olabilir ki bu da doğrudur. Ancak zaten göreve geldiği zaman Avrupa’ya havlu atmış bir takım emanet ediyorsunuz. Rıza Hocayla ligin ikinci yarısına başlanabilir ve tamamen yeni olmasa da ilk yarıda uyumsuz parçaların makul fiyatlara satılarak yerine hocanın da fikri alınarak fiyat performans anlamında takımla uyumlu oyuncuların katılımı sağlanabilirdi. Yeniden yapılanma Rıza Çalımbay ile sağlanamaz mıydı?
Üstelik Fernando Santos ile devam edilen dönemde Beşiktaş istatiksel olarak Rıza Çalımbay dönemine göre ortalama bir beraberlik fazla almış. Mali açıdan bu kadar zor durumda olan Türk futbolunun bu güzide ekibinde bu kadar hoca göreve getirip kovmanın hikmetini ben henüz anlayabilmiş değilim. Yeni bir yapılanmaya gidilecek umuduyla göreve getirilen hocanın sezon ortasında işine son verilmesinin mantığını da yine çözemeyeceğim. Bu kadar büyük hocalar getirip bir ay çalıştırıp sonra işine son vermek Beşiktaş’ın imajına oldukça zarar verir.
Bu iş çocuk oyuncağı değil.
2024-04-21 Durukan Dilek