Son birkaç yıldır sokak hayvanlarının oluşturduğu problemler sık sık gündeme gelmeye başladı; peki bu sorun gerçekten var mı?
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın açıklamasına göre 2021 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasında dünya nüfusunun %10’una oranla sahipsiz hayvan vardır ve buda ülkemizde 8 milyon yapıyor, fakat Türkiye’de bununla ilgili ciddi bir çalışma yapılmadığından dolayı net bir sayı verilemeyeceğini söylemiştir. Bunlara ek olarak %70 kısırlaştırma oranına ulaşsak dahi sadece popülasyonu koruyabileceğimizi sokak hayvanları sayısında bir eksilişin olmayacağını söylüyor.
Sayı olarak Türkiye’de fazla olduğu bu açıklamalardan belli oluyor ve unutmamak gerekiyor ki bu hayvanlar bir çok parazit, hastalık taşıyor ve bazı türler, özellikle köpekler saldırganlık gösteriyor bundan dolayı halk için tehlike arz ediyor. Unutmamız gerekiyor 2023’te 10 yaşındaki bir çocuğumuzu kuduz vakasından kaybettik. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar’ sözünü unutmamamız gerekiyor.
Çocuk parkları hayvanlar tarafından işgal edilmiş durumda, dışkılarını kum olduğundan dolayı parklara yapıyorlar ve bu çocuklar için hastalık kaynağı demek. Çete oluşturan köpekler çocuklara veya tek başına olan herhangi bir vatandaşa saldırıyor ve ciddi yaranlamalar ortaya çıkıyor, en son günlerde çıkan haberde buna bir örnek. Anlaşılacağı üzere büyük bir problem var ortada.
Peki bu hayvanlar güvende mi?
Ne kadar biz Türk halkı olarak hayvan sever olsak ve kenara köşeye mama kabı koyarak içlerine mama koysakta bu hayvanlar açlık çekiyor, hastalıktan ve trafikten hatta kendi aralarında çete savaşlarından dolayı can veriyor. Köpeklerin ömürlerinin ortalama 12 ila 15 yıl olmasına rağmen sokak köpeklerinin ömürleri maksimum 3 ila 5 yıl arasında olduğu söyleniyor. Barınaklarda ise yeterli bütçe olmadığından dolayı ve sayı fazla olduğundan maalesef iyi bakılamıyor. Anlaşılacağı üzere sayılarının fazla olması hayvanlar içinde büyük bir problem.
Peki sorun nasıl çözülebilir?
Bu konuda tabii ki uzmanların toplanması ve bir çözüm bulması gerekiyor. Fakat kendi düşüncelerim göre bulduğum çözüm: Kısırlaştırmanın bir çare olmadığını Murat Arslan açıkladı ve en azından köpeklerin daha fazla zarar vermemesi gerekiyor bundan dolayı Yurt genelinde bir sahiplendirme kampanyası başlatılabilinir, devlet mama ve veterine desteği sağlarsa bir çok insanın köpek sahipleneceğini düşünüyorum, daha sonra kalan köpekleri barınakların limitinin aşmaması koşuluyla toplatılıp geri kalanının içimiz acısada ekolojik döngüyü bozmayacak şekilde itlaf edilmesi gerekiyor.
İtlaf uygulamaları olan bir çok ülke var , örnek vermek gerekirse Amerika’da barınakların dolu olması nedeniyle her yıl 2.7 milyon köpek ve kedinin itlaf edildiği belirtiliyor.
İngiltere’de sokak hayvanları bulunmuyor, sokakta sahipsiz yakalanan her köpek için 1 haftalık arama süreci başlatılıyor ve sahibi bulunamayan ya da sahiplenmeyen köpekler itlaf ediliyor.
Estonya’da sokakta hayvanların olması yasak bundan dolayı toplatılıyor ve sahip bulunmazsa 2 hafta sonra itlaf ediliyor.
Unutmamak gerekiyor ki her canlı türmerkezcidir ve çocuklarımızın, vatandaşlarımızın daha çok canı yamaması için bu tür radikal eylemlerin yapılması gerekiyor.
2024-01-26 Erkan Dursun